Tedarik zincirleri çocuk işçiliğin önlenmesi, insan hakları, çevre ve doğayı korumaya yönelik bir dizi yeni yasayı içeren şekilde değişiyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’ye göre küresel tedarik zincirinde adil yapılacak ticaret, toplumun refahı, sürdürülebilir kalkınma, ülkenin gelişimi ve iklim kriziyle mücadelede belirleyici olacak.
“Dünya Ekonomik Forumu öncesinde sunulan Küresel Riskler Raporu’na göre dünyayı gelecek 10 yılda tehdit edecek en büyük 10 riskin beşini iklim krizi ve çevresel riskler oluşturuyor. Çevre ve iklim krizi, sürdürülebilir kalkınma, insan hakları gibi başlıklar Davos’ta dört gün boyunca konuşuldu. Artık düzeni değiştirmenin, koşulları iyileştirmenin vakti geldi. Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu Klaus Schwab’ın da dediği gibi; “Daha iyi bir ekonomi mümkün. Ancak kapitalizmi hayalimizde yeniden canlandırmalıyız.” Dolayısıyla sorunun bir parçasıysak çözümün de bir parçası olmalıyız. Özellikle en fazla karbon emisyonuna neden olan sektörlerde gerekli önlemler acilen alınmalı. Birçok ülke sürdürülebilir kalkınma stratejileri doğrultusunda tedarik zincirleriyle ilgili somut adımlar atmaya başladı. Bu düzenlemelere göre şirketler, artık önümüzdeki dönemde insan hakları ve ekolojik standartlara bağlı kalmak zorunda olacak.”
Düşük karbon ekonomisine geçiş
Eskinazi, “Hollanda’da 2022’de yürürlüğe girecek ‘Çocuk İşçiliğine Karşı Önlem’ yasasına göre tedarik zincirinin herhangi bir noktasında çocuk işçi çalıştırılan hiçbir ürün ülkeye giremeyecek. Fransa, İngiltere ve Avustralya’da da benzer önlemler mevcut. İsveç de hazır giyimde geri dönüşümlü materyal yerine kimyasal kullanımına önümüzdeki yıldan itibaren ek vergi getirecek. En önemli ticaret partnerimiz Almanya’da da yeni tedarik zinciri yasası gündemde. Bunun yanı sıra ABD’nin yeni başkanı Joe Biden da ülkenin elektrik üretim sistemini 15 yıl içinde karbondan arındırmayı, 2050’ye kadar net sıfır emisyonlu bir ekonominin temelini atmayı amaçlıyor. Yenilenebilir enerjiye geçiş için 2 trilyon dolarlık dev bir bütçe vaat ediyor. Dünyanın en büyük karbondioksit üreticisi ve küresel karbon salınımının yüzde 28’inden sorumlu olan Çin de 2060’a kadar karbon salınımını sıfıra indirmeyi hedefliyor. Neredeyse 1 yıldır mücadele ettiğimiz pandeminin bu kadar hızlı yayılmasının altında bile düzensiz iklim koşulları yatıyor.” dedi.
Yeni dünya düzeni: “Toplum 5.0”
“Küresel ekonomi, insan ve doğanın sömürülmesi, çocuk işçiliği temeline dayanmamalı. Üretimden ürün teslimine kadar her aşamada büyük bir sorumluluk içinde hareket etmeliyiz.” diyen Jak Eskinazi Birleşmiş Milletler’in (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk maddesine işaret ediyor:
“Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.” Adil rekabet için adil üretim koşullarını destekliyoruz. Her atığın bir girdi olarak tekrar değerlendirildiği sürdürülebilirlik, verimlilik, tasarruf, sıfır karbon ayak izi ve inovasyon tabanlı bir modele geçiş, yeni dünya düzenindeki üretim ekonomisinin en önemli ayağını oluşturacaktır. Bu yüzden Birliğimizce süreçleri iyileştirmek adına evrensel bir sözleşme olan BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (UN Global Compact) imza attık. Sürdürülebilirlik çalışma grubumuzu kurduk. Toplum 5.0, kaynakların akılcı yöntemlerle kullanıldığı, gelecek nesillerin hak ve yararlarını gözeten faydacı etik ilkelerine uygun bir yaşam kalitesini odağına alır. Toplum 5.0’ı üretimde ve tüketimde bilinçli bir davranış sergileyerek inşa edebiliriz. Journal Science dergisinde yayınlanan araştırmaya göre; şu anki yöntemlerle üretilen gıdalar 80 yılda 1,4 metrik trilyon ton sera gazı emisyonuna neden olacak. Karbon emisyonlarının takibi, tedarik zincirinin şeffaflığı ve doğru kaynak kullanımı için blockchain teknolojisini tedarik zinciri sürecine dahil etmeliyiz.”