KPMG’nin her yıl hazırladığı Küresel Madencilik Risk Raporu, pandemi gölgesinde geçen yıldan sonra sektörün 2021 görünümünü inceliyor.
Raporu değerlendiren KPMG Türkiye Metal ve Madencilik Sektörü Lideri Burak Yıldırım, son iki raporun karşılaştırmasına göre sektörü etkileyen sorunların Covid-19 öncesi ve sonrasında hemen hemen aynı kaldığını söyledi. Tüm sektörler gibi zor koşulları yaşayan madencilik sektörünün yeni düzene adapte olmaya başladığını vurgulayan Yıldırım, “Yeni iş modelleri ve stratejileri, ESG girişimlerini benimseyip iletişiminin doğru yapılması ve bilançoların güçlendirilmesi daha dirençli bir sektör ortaya koyuyor. 2020’nin getirdiği küresel değişim, madencilik şirketlerini sınamakla kalmıyor; aynı zamanda, geleceğe yönelik kayda değer zorlukların yanı sıra birçok fırsat da sunuyor” dedi.
Rapordan bazı başlıklar şöyle;
- Emtia fiyat riski bu yıl da sektörün karşı karşıya olduğu en büyük risk. Araştırmaya katılanlar hem sektör genelinde (yüzde 49) hem de kendi şirketleri özelinde (yüzde 58) emtia fiyatlarının sektörün karşılaştığı en büyük risk olduğunu söylüyor.
- Küresel pandemi, risk sıralamasında ikinci sırada yer alıyor.
- Ekonomik gerileme ve belirsizlik, sektörün pandemi döneminde göğüs germek durumunda kaldığı önemli dalgalanmaları da yansıtarak üçüncü sırayı alıyor. Katılımcıların yüzde 44’ü ekonomik gerileme ve belirsizliği, yüzde 39’u çevresel riskler ve yeni düzenlemeleri emtia fiyatlarından daha büyük risk olarak görüyor.
- ESG kaynaklı riskler, toplum ilişkileri ve işletme için sosyal onay başlıklı riskler öne çıkmaya devam ediyor.
- Geçen yıl yedinci sırada yer alan ‘Çevresel riskler ve yeni düzenlemeler’ bu yıl beşinci sırada.
- Katılımcıların yaklaşık üçte biri, yatırımcı beklentilerinin pazar genelinde hala tam anlaşılmadığını belirtiyor.
- Sektör oyuncusu şirketlerin yüzde 54’ü stratejik ortaklıklar, özel sermaye fonları ve kamu-özel sektör ortaklıkları gibi yeni iş modellerini benimsemeleri gerektiğini kabul ediyor.
- Araştırmaya katılanların yüzde 64’ü madencilik sektörünün ileriye dönük maliyetleri ve riskleri daha etkin bir şekilde yönetmek için konsolide olması gerektiği konusunda aynı görüşte.
Gündemde ESG var
- Katılımcıların yüzde 91’i artık madencilik şirketlerinin net ve ölçülebilir bir ESG stratejisine sahip olması gerektiğini kabul ediyor.
- Katılımcıların yüzde 83’ü, başarının artık ESG hedeflerine göre ölçüldüğünü söylüyor.
- Katılımcıların yüzde 34’ü yatırımcının ESG beklentileri ve tedbirlerinin açıkça anlaşıldığını düşünürken, yüzde 41’i buna katılmıyor.
- Ankete katılanların yüzde 32’si toplum ilişkileri ve işletme ruhsatını, yüzde 29’u çevreyi, yüzde 15’i maden atıklarını, yüzde 12’si doğal afetler dahil olmak üzere iklim değişikliğini önemli ESG riski olarak nitelendiriyor.
- Sermayeye erişim konusundaki karamsarlık bu yıl da devam ediyor. Katılımcıların yüzde 45’i, sektörün geleneksel sermaye kaynaklarına erişim imkanının son üç yılda kötüleştiğini kabul ederken yüzde 39’u sermayeye erişimin kayda değer bir kısıtlama olduğunu ve strateji söz konusu olduğunda vites değiştirmelerini gerektirdiğini söylüyor.