Türkiye merkezli 10 şirket, Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde yer aldı.
Great Place to Work® Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde, Türkiye merkezli şirketlerin, Avrupa’dakilerin pek çoğundan daha güçlü bir kurum kültürü ve çalışan deneyimine sahip olduğu ortaya çıktı. En iyi 150 işyerinin açıklandığı listede yer alan Türkiye merkezli 10 şirket, pandemide de çalışmak için harika işyeri olunabileceğini gösterdi.
Türkiye merkezli organizasyonların başarıları net finansal kazançların ötesinde, çalışmak için harika işyeri olma açısından da kendini gösteriyor. 2021 yılında, bir işyerini herkes için mükemmel yapan temel faktörler kapsamında Avrupa’da 36 ülkede faaliyet gösteren 3 binden fazla şirketteki 1 milyonu aşkın çalışanı kapsayan Great Place to Work®’ün Trust Index© çalışan deneyimi anketi gerçekleştirildi. Burada elde edilen verilerin derin analizi sonucunda Türkiye merkezli 10 şirket, Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde yer aldı. Her yıl yapılan ve hem kapsam hem de metodoloji açısından Avrupa Bölgesi’ndeki en geniş çalışan deneyimi analizi olan çalışmada Kuveyt Türk, Inspark, Farmazon, gittigidiyor/eBay, Tümaş Mermer, Aktoy, Doğuş Holding, Albaraka Türk, Penti ve sahibinden.com şirketleri, Avrupa bölgesinden pek çok şirketi geride bıraktı.
Eyüp Toprak:
“3 bine yakın organizasyon arasından en iyi 150 şirketin içerisinde Türkiye merkezli 10 şirketin yer alması muazzam bir başarı”
Organizasyonlardaki çalışanların kurum kültürü içerisindeki deneyimlerini ve algılarını 60 Kapalı ve 2 açık uçlu soru ile anonim olarak paylaştığı Trust Index© çalışan deneyimi anketi ile değerlendirdiklerini belirten Great Place to Work® Türkiye Kurucusu ve Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde Türkiye merkezli 10 şirketi görmek olağanüstü bir başarı ve gurur verici bir gelişme. Pandemi her ne kadar dünyanın dört bir yanında sosyal yaşamı ve iş hayatını olumsuz etkilemiş olsa da, ülkemizde işverenlerin doğru işler yaptığını görmek harika. Avrupa genelinde ve de Türkiye özeline baktığımızda, çalışanını odak noktasına alan organizasyonlar, çalışanları tarafından harika işyerleri olarak değerlendirildiler. Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde yer alan Türkiye merkezli organizasyonların çok farklı sektör ve büyüklükte oldukları görülüyor. Kurum kültürlerinde Great Place to Work® metodolojisinin temel aldığı güvenilirlik, saygı, hakkaniyet, gurur ve takım ruhu gibi değerleri merkeze alan bu kurumlar, global standartlarda işyerleri olduklarını kanıtladılar. Ayrıca yine kurum kültürlerini insan odaklı kurgulayan şirketlerin yeni fikir geliştirme, organizasyonun başarısı için çalışanların ellerinden gelenin en iyisini yapma yönü güçlü ve geleceğin başarılı organizasyonları oldukları da görülüyor. Great Place to Work® sertifikasyonu alan şirketler, kurumsal marka ve işveren markası algısını güçlendirmenin yanı sıra potansiyeli yüksek insanları şirkete kazandırma noktasında da büyük avantaja sahipler. Türkiye merkezli organizasyonlar da kurumsal yapıları ile artık global ölçekte rekabete katılmış durumdalar” dedi.
30 yılı aşkın süredir her yıl dünya çapındaki en iyi işverenleri belirleyip, sonuçlarını kamuoyu ile paylaştıklarını ifade eden Toprak, “Bu yıl Great Place to Work® sertifikasyon sürecine Türkiye’den 217 şirket katıldı ve 115 binden fazla çalışanın görüşlerini değerlendirdik. Bunlar içerisinde sertifika almaya hak kazanan 69 şirketten 10’u Avrupa’nın da en iyileri arasına girdi. Yakın bir gelecekte şirketlerimizi Dünya’nın En İyi İşverenleri Listesi’nde göreceğimize hiç kuşkum yok” dedi.
Bu yıl gerçekleştirilen çalışmada öne çıkan sonuçlar şöyle:
Çalışanların;
- %93’ü, organizasyonun başarısı için gereken değişikliklere hızla uyum sağladığını,
- %92’si yöneticilerin kendilerini önemli konular ve değişiklikler hakkında bilgilendirdiğini,
- %96’sı yöneticilerin beklentilerini açıkça belirttiğini,
- %89’u bulunduğu organizasyonda rol yapmadan kendisi gibi olabildiğini,
- %90’ı burada insanların birbirini önemsediğini,
- %86’sı gerektiğinde işten izin alabileceklerini,
- %92’si iş hayatları ile özel hayatları arasında denge kurmaya teşvik edildiğini,
- %97’si herkesin özel olarak tanınma fırsatına sahip olduğunu,
- %91’i, pozisyonları ne olursa olsun kendilerine organizasyonun bir parçası gibi davranıldığını
söylüyor.
