Firmaların dijitalleşme mentoru Doruk, rekabetçi üretim için izlenmesi gereken yol haritasını anlattı.
Sanayicilerin üretimlerini daha hızlı, çevik, kaliteli ve verimli yönetmeleri için yazılım ve donanım araçları geliştirmek hedefiyle kurulan Doruk, ileri teknolojileriyle üretim yönetimini dijitalize ediyor. Firmaların üretim operasyonlarını dinamik biçimde yönetmelerini sağlayan akıllı iş çözümleriyle fark yaratan şirket, üretim merkezlerini reaktif bir yapıdan esnek ve çevik proaktif bir yapıya dönüştürmek için anahtar teslim sistemler hayata geçiriyor. Rekabetin her geçen gün arttığı yeni endüstri çağında üretim operasyonlarını iyileştiren Doruk’un Yönetim Kurulu Üyesi ve ProManage Corporation Genel Müdürü Aylin Tülay Özden, uluslararası standartlarda tasarlanmış Türkiye orijinli akıllı üretim yönetimi sistemi ProManage ile işletmelerin kendilerini sürekli ve otomatik olarak geliştirebilmesi için takip etmesi gereken yol haritasını paylaştı.
Sanayide dijitalleşme; üretkenlik, verimlilik, kalite, maliyet kalemlerinin yönetimi, seri üretim sistemleri ve satın alma süreçlerini domine eden hâkim güç olarak konumlanıyor. Sanayinin geleceğe hazırlanması için belirleyici olan dijitalleşme konusunda gerekli alt yapıyı sağladıklarına dikkat çeken Doruk Yönetim Kurulu Üyesi ve ProManage Corporation Genel Müdürü Aylin Tülay Özden,fabrikalarda üretim yönetimine ilişkin tüm operasyonların dijital araçlarla yönetilmesinin rekabette öne çıkmak için şart olduğunu vurguladı.
İnovatif ürünü en hızlı ve esnek şekilde üreten verimliliğe ulaşabilir
Üretimde rekabeti etkileyen dört alan olduğunu ifade eden Aylin Tülay Özden; “Birinci kategoride yer alan ürün tasarımı, müşterilerin gelecekte ihtiyaç duyacağı yenilikçi ürünleri bugünden tasarlayabilmek olarak tanımlanabilir. İkinci kategoride yer alan inovasyon; sipariş, satış, üretim, sevk ve servis alanlarındaki inovatif yaklaşımları içine alıyor. Üçüncü kategoride yer alan ve işletmelerin yaşam döngüsü için hayati olan verimlilik ise daha düşük maliyetle daha çok miktarda üretim yapabilme kabiliyetini ifade ediyor. Dördüncü ve son kategoride yer alan çeviklik de üretilen ürünleri daha kısa sürede daha esnek şekilde teslim edebilmeyi kapsıyor. Bunların yanı sıra ürün teslim süreleri ve satış fiyatı da pazarda rekabetçi olunması için gerekli olan kritik yapı taşları arasında yer alıyor. Verimliliğin birim zamanda ve birim kaynak kullanılarak en fazla ürünü üretmekle ilgili olduğunu unutmamak gerekiyor. Örneğin, bir şirkette üretim performans analizlerinin yapılmadığını ve analizlerle paralel olarak iyileştirme faaliyetlerinin yerine getirilmediğini düşünelim. Bu işletmede birim zamanda üretilen ve satılabilir ürün miktarı, olması gerekenin yüzde 20, hatta bazı işletmelerde yüzde 40 altına kadar düşebilir” şeklinde konuştu.
ProManage sistemleri, bilinmezleri ortadan kaldırarak verimlilik sağlıyor
Sanayinin üretim kabiliyetini artırıp rekabetçi bir yapı kazanması için konvansiyonel yöntemlerden ziyade akılcı çözümlerin devreye girmesi gerektiğini dile getiren Özden, iki yöntem arasındaki farkı şu sözlerle özetledi: “Üretim yönetimini manuel olarak yürüten bir işletme; üretilen ürün miktarını biliyor, hurda ve firelerin miktarı belli durumlarda tespit edilebiliyor. Tamir miktarları ve bunlar için harcanan zaman da ortalama olarak belirlenebiliyor, ancak makinenin üretmek yerine dururken geçirdiği süre ve bu duruşun nedenleri net olarak bilinemiyor. Üretimin nominal hızı yani birim zamanda kaç adet ürünün üretilmesi gerektiği konusundaki bilgiler de oldukça zayıf kalıyor. Dolayısıyla makine durmamışsa bile üretim hızının uygun seviyelerde olup olmadığı ortaya çıkarılamıyor. Makinenin net olarak kaç saat çalışıp kaç saat durduğunun tespit edilebilmesi için operatörlerin ilgili verileri manuel olarak kâğıda yazması gerekiyor. Bu da iş gücünün kaybına yol açıyor. Bunun yerine çalışanların üretim ve ürün kalitesine odaklanmaları çok daha efektif sonuçlar sağlıyor. Bu noktada devreye giren Doruk imzalı ProManage Üretim Yönetim Sistemimiz ise makinenin üretimini dijital olarak takip etmeyi, istenilen tüm bu ilgilere net ve şeffaf biçimde sahip olmayı kolaylaştırıyor. IoT, yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini kullanan ProManage; kayıpların kök nedenlerini kolaylıkla tespit ederek doğru alana doğru müdahalenin yapılmasını sağlıyor. Bu durum üretime, verimliliğe ve kârlılığa yansıyarak rekabet üstünlüğü kazandırıyor.”
Saat başı üretim adedi 160’tan 236’ya çıkıyor, üretim hızı yüzde 50 artıyor
Türkiye’de üretimde dijital dönüşüm rehberi olarak konumlandıklarını belirten Aylin Tülay Özden, rekabetçi üretimin başlangıç noktasının üretim operasyonlarını dinamik biçimde yönetmek olduğunu söyledi. İşletmedeki iş yapış tarzını reaktiflikten proaktifliğe çevirmek gerektiğini sözlerine ekleyen Aylin Tülay Özden; “ProManage çatısı altındaki üretim yönetim sistemlerimiz; proaktif ve anlık biçimde işletmenin ve işletmedeki operasyonların en yüksek performans alınacak şekilde 7/24 yönetilmesini sağlıyor. Üretim iş sonuçlarını otomatik olarak geliştiren bu sistemler, işletmelerdeki üretim planlamadan sevkiyata kadar olan tüm üretim, kalite test, bakım yönetimi konulu operasyonları belli standartlarda yerine getirmeyi kolaylaştırıyor. İşletmeler, böylece global rekabet ortamında kazanan olmak için gerekli tüm argümanlara sahip oluyor. En yeni teknolojimiz ProManage Cloud ise işletmelerin dijitalleşmesini engelleyen negatif etkenleri ortadan kaldırarak firmalara rekabetçi bir yapı kazandırıyor. Firmaların dijital, otomatik ve güvenilir ölçümlerle üretim yönetim süreçlerini iyileştirmesini sağlıyor. Saat başı üretim adedini 160’tan 236’ya çıkaran ProManage Cloud, üretim hızını da yüzde 50 artırıyor” diyerek rekabetçi üretiminin yol haritasını aktardı.