Dell Technologies Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu, Türkiye, Afrika (CEEMETA) Kıdemli Başkan Yardımcısı Mohammed Amin, Türkiye’nin inovasyon karnesini değenlendirdi.
Yaratıcılığa, iş birliğine ve değişime ilham veren inovasyon, günümüz dijital ekonomilerinde belirleyici rol oynuyor. İnovasyon olmadan şirketler, dünyadaki gelişmelere ayak uydurmakta, pazar değişimlerini yakalamakta veya bir sonraki büyük atılımı gerçekleştirmekte zorlanıyor. Konunun uzmanları, inovasyonun dijital ekonomiler için yönlendirici bir güç ve hatta bir para birimi olduğunu düşünüyor.
Dell Technologies Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu, Türkiye, Afrika (CEEMETA) Kıdemli Başkan Yardımcısı Mohammed Amin, “ Straits Research tarafından yapılan bir araştırmaya göre, küresel inovasyon yönetimi pazarının 2021’den 2023’e kadar yüzde 16,4’lük bir yıllık bileşik büyüme oranıyla 1,5 milyar ABD dolarından 6,2 milyar ABD dolarına ulaşması öngörülüyor. Bu olumlu bir tablo olsa da hâlâ yanıtlanması gereken bir soru var: Kuruluşları inovasyon girişimlerinde ilerlemekten alıkoyan faktörler neler? Günümüz dünyasında, yenilik yapabilmek ve dijital bir lider olarak ortaya çıkabilmek için işletmelerin doğru insanlara, süreçlere ve teknolojilere sahip olması gerekiyor ancak bu göründüğü kadar basit bir iş değil. Çoğu zaman yaygın bir düşünce olarak karşımıza insan, süreç ve teknoloji simyasındaki dengesizlik çıkıyor” diyor.
Bu durumun 2023 Dell Technologies Innovation Index araştırmasında da ortaya çıktığını belirten ve Türkiye’deki istatistikleri paylaşan Amin, “Türkiye’de iş liderlerinin yüzde 73’ü kendi fikirlerini desteklemeye daha meyilliyken, yüzde 60’ı inovasyon projelerini şirket hedefleriyle uyumlu hâle getiriyor. Yine yüzde 60’lık bir kesim de başarısız olan projeleri analiz ediyor veya bunlarla ilgili ders çıkarıyor. Endişe verici olansa, yüzde 44’lük bir kesimin en son teknolojiye sahip olmadığına inanması ve rakiplerinin gerisinde kalmaktan korkması” diye ekliyor.
İnsan faktörü tüm süreçlerde var olmalı
“Dell Technologies olarak, insanların günlük yaşamlarında doğrudan bir fark yaratmak için yenilik yapanları güçlendirmenin en anlamlı ve etkili yollardan biri olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle liderlerin, işletmelerinin inovasyona hazır olup olmadıklarını, olgunluk düzeylerini ve nerede daha fazla kararlılık göstermeleri gerektiğini araştırmaları önemli. İnovasyondan gerçek anlamda yarar sağlanabilmesi için insan, süreç ve teknoloji dönüşümünün bir işletmenin tamamında aynı şekilde uygulanması gerekiyor” diyen Mohammed Amin, dijital ekonomiye geçerken işletmelerin yenilikçi bir zihniyet geliştirmeleri gerektiğinin altını çiziyor ve odaklanılması gereken alanları şöyle detaylandırıyor:
İnsan odaklı bir işletme
Innovation Index araştırmasına Türkiye’den katılan çalışanların yüzde 44’ü, şirket kültürünün kendi inovasyon potansiyellerini engellediğini belirtiyor. Gerçek inovasyon; empatik liderlik ve insanları tatmin etmeyen görevlerden kurtaran teknolojiyle başlar. İş liderlerinin, inovasyonu şirket genelinde yaygınlaştırması ve çalışanları kendi içlerindeki yenilikçilik potansiyelini keşfetmeye teşvik etmesi gerekiyor. Şirketlerin genellikle tam olarak anlayamadığı nokta, başarılı bir dönüşümün donanım ve yazılımdan çok daha fazlası olduğu. Çoğu şirket, teknoloji dönüşümü için iş gücü dönüşümünün ve çalışan iş becerilerinin geliştirilmesinin gerekli olduğunu teyit edecektir. Ancak ne yazık ki işletmelerde, iş güçlerini geleceğe hazırlamaları için herkese uyan tek bir çözüm bulunmuyor. Şirketlerin, öğrenme kültürlerini standart eğitim ve gelişimin ötesine taşıyarak hem kurumu hem de bireyi dönüştürecek yolda “sürekli öğrenme planına” sahip olmaları kritik önem taşıyor.
Uçtan uca süreç
Veri, günümüzde önemli bir fark yaratıcı olarak karşımıza çıkıyor ve işletmeler, gerçek zamanlı veri ve kararlarla önemli atılımlar gerçekleştirebiliyor. Ancak Türkiye’deki karar vericilerin sadece yüzde 24’ü tüm inovasyon kararlarının verilere dayandığını belirtiyor. İyi tanımlanmış bir uygulama sürecinin olmaması, inovasyon odaklı projelere öncelik verilmesinin önünde ciddi bir engel oluşturuyor. İnovasyon zihniyeti ancak, işletmeler mevcut veri ve içgörüleri kullanarak uçtan uca, fikirden uygulamaya doğru bir süreç oluşturduklarında uzun soluklu olabiliyor.
Teknoloji, büyümeyi hızlandıran bir itici güçtür
Küresel ekonomilerdeki hızlı değişime rağmen, birçok işletme hâlâ teknolojiyi bir değişim aracı olarak görmüyor. Bunun önündeki engellerden biri BT karmaşıklığı, çünkü yeni teknolojileri kullanmanın külfetli ve pahalı olabileceği algısı var. Ancak, kullanım başına ödeme modellerinin yaygınlaşmasıyla her ölçekteki işletme inovasyon hedeflerini çeviklik, basitlik ve amaçlarıyla uyumlu hâle getirebiliyor. CEEMETA pazarlarında hizmet olarak (as a service) yaklaşımı, işletmelere büyüme fırsatları sunuyor, hatta müşterilerimiz için gerçek bir oyun değiştirici olduğunu kanıtlamış durumda. Bu yaklaşım, kullanılabilirliği, performansı ve en önemlisi gelecekteki ölçeklenebilirliği hızlandırırken bir işletmenin mevcut BT ihtiyaçlarının boyutlandırılmasında önemli bir imkân.
Yeni teknolojilerin etkisi göz ardı edilemez
Dönüşüm, bilgi teknolojisi yığını içinde birçok farklı katmanda gerçekleşiyor. Bu farklı katmanların her birinde ortaya çıkan yeni teknolojilerle kuruluşların, işlerini dijital bir gelecek için optimize eden, daha iyi müşteri sonuçlarını destekleyen ve dijital bozulma riskini en aza indiren bir inovasyon ekosistemi oluşturmak için bu teknoloji değişim noktalarını yönlendirebilmeleri gerekiyor.
İnovasyon, uzun vadeli iş başarısı elde etmek ve eski yöntemlerle yapılan işlere yeni yaklaşımlar getirmek için oldukça önemli. Sağlık hizmetlerinden üretime, petrol ve gazdan perakende sektörüne kadar teknoloji öncülüğündeki inovasyonlar, kârlılığı etkileyen ve müşteri sadakatiyle güvenini artıran dönüştürücü değişimlere önayak oluyor. İnovasyonun birçok şekli ve boyutu var, işletmelerin bunlardan yararlanması gerekiyor. Her fikir bir fark yaratabiliyor. Ancak bu fikirlerin duyulması, değerlendirilmesi ve doğru teknoloji ve süreçlerle desteklenmesi gerekiyor. Parlak bir fikirden inovasyona, sonrasında anlamlı bir etkiye uzanan yolculuk uzun olabilir ancak Albert Einstein’ın bir zamanlar dediği gibi, “Her zaman aynı şeyi yaparak her zaman aynı sonucu elde edersiniz.“Şimdi iş liderleri, çalışanlar ve tüketiciler olarak geleceğe yönelik bir bakış açısıyla hareket etme, doğru araçları kullanma ve işleri farklı şekilde yapma zamanı.