CHEP Hindistan, Orta Doğu ve Türkiye Bölge Lideri Chris Veerasamy tedarik zinciri yönetiminde yenilikçi yaklaşımların öneminden söz etti.
Günümüzde küresel ekonomideki hızlı değişimler, tüketici beklentilerinin evrimi ve teknolojik ilerlemeler tedarik zincirlerinin yönetimini daha karmaşık ve stratejik bir hale getiriyor. Bu noktada, paylaşıma yeniden kullanıma dayalı sürdürülebilir iş modeli ile öne çıkan tedarik zinciri devi CHEP, geniş çözüm ağı sayesinde şirketlerin tedarik zincirlerinin sorunsuz ilerlemesine destek sağlıyor. CHEP’in 300 milyondan fazla mavi palet ve konteyner kullanarak sürdürdüğü döngüsel iş modeli, dünya genelinde tedarik zincirlerinin verimliliğini ve güvenliğini artırarak çevreye olan etkilerini en aza indiriyor.
Son yıllarda, pandemi sürecinin getirdiği zorluklar, global ticaretteki dalgalanmalar ve iklim değişikliğiyle mücadele tedarik zinciri yönetiminde yenilikçi yaklaşımların önemini daha da artırdı. Bu nedenle, sürdürülebilirlik, hız, yanıt verebilirlik ve maliyet arasında iyi bir denge kurmak büyük bir önem taşıyor. Toplam 60 ülkede küresel tedarik zinciri yaklaşımı ile fark yaratan CHEP, doğru stratejilerle gereksiz maliyet artışlarının önüne geçiyor ve işletmelerin olarak tedarik zinciri sorunlarını hafifletiyor. Daha az maliyet ve eforla en fazla verimi sunan CHEP, çözümleri ile kârı artırmaya ve ekstra masrafları düşürmeye de destek oluyor.
“Önemli durumlarda bile müşterilerimize gerekli ekipmanı, kaliteyi, tedariki ve desteği sağlıyoruz”
Şirketlerin geleneksel tedarik zinciri modellerini yeniden değerlendirmelerinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden CHEP Hindistan, Orta Doğu ve Türkiye Bölge Lideri Chris Veerasamy: “Son iki yıldır küresel piyasalarda sunulan ürünlerin arzıyla talebi arasındaki orantısızlığın yarattığı sorunlar yaşayan işletmeler; yerli ve küresel üretimin durdurulmasıyla, lojistiğin zorlaşmasıyla, envanter sorunlarıyla ve bunlara bağlı çeşitli krizlerle karşılaştı. Krizlerle birlikte, lojistik ve taşımacılık sektörünün fonksiyonel tutulmaları, operasyonel işleyişte farklı çözümler geliştirilmesi gerekliliğini doğurdu. Yeni operasyonlarına yön belirleyen şirketler, küresel salgın döneminin tedarik zinciri üzerine etkilerini analiz ederek, potansiyel salgın dönemlerinde oluşabilecek olası maliyetleri ön görmeye ve böylece 2024 ve sonraki yıllar için planlarında düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor” dedi.